27 Şubat 2013 Çarşamba

Bordo Bulamacı

Fungusit, bitkilerde hastalık yapan mantarları önlemekte kullanılan tüm kimyasallara verilen isim. "Bordeaux Mixture" başlıca fungusit lerden bir tanesi. Türkiye'de adı Bordo Bulamacı olarak geçiyor. Budama sonrası açık kalan alanlarda mantar oluşumunu engellemek amacıyla sprey yöntemiyle uygulanıyor. Önleyici bir aktivite, belirtiler oluştuktan sonra uygulanırsa hastalığın yayılmasını engellemiyor.

Bordo bulamacı 1882 yılında Bordeaux-Fransa'da tesadüf eseri bulunmuş. İçeriğindeki malzemeler; bakır sülfat, kireç ve su. Günümüze kadar aynı içerikle ve aynı yöntemle uygulanmaya devam edilmiş.

Bitkiye zarar vermeden üzerindeki zararlı mantarları yok etmek imkansız. Yapılması gereken bir Fungusit ile yaprakların yüzeyini kaplayıp bu zararlı hücrelerin gelişimini engellemek. Oldukları yere hapsetmek. Bu ilaçlamanın kış mevsiminden bahar mevsimine geçerken budama sonrası yapılması gerekiyor. Karışım oranı 1 kg Kireç, 1 kg Bakır sülfat ve 100lt su şeklinde. Kireçli su ve bakır sülfat karıştırıldığında kimyasal bir tepkimeye giriyorlar. Bu sebeple farklı oranda karıştırılması veya başka ilaçlarla karıştırılması mümkün değil. Bakır sülfat ve Kireç ayrı metal olmayan kaplarda su ile karıştırılıyor. Sonrasında Bakır sülfat çözeltisi kireç çözeltisinin üzerine yavaş yavaş boşaltılarak karıştırılıyor. Bu sıralama daima böyle olmalı. İlaçlamadan bir gün sonrasında yağış olmaması gerekiyor. Olursa ilaçlamayı tekrarlamak gerekiyor.

Bakırın toprağa karışmasının ve birikiminin bitkilere zarar verebileceği endişesi doğmuş. Fakat yıllarca yapılan kontrollü deneyler sonrasında bitkilerin gelişimine ve kalitesine negatif etkileri olmadığı kanıtlanmış. Ayrıca organik tarım alanında kullanımı onaylanan bir ilaç türü.






21 Şubat 2013 Perşembe

Budama için neler gerekli?


Çoluk çocuk, torun torba budamaya çağırdık. Peki bu arkadaşların iş görebilmesi için ne gibi ekipmanlara ihtiyaçları var ? 

Her kişiye bir plastik bot, bir budama makası ve ellerdeki derinin aşınmasını engellemek için eldiven gerekiyor. Bağ arazisinde yer örtücü bitkiler olmadığından zemin oldukça yumuşak. Kış boyu yağıştan dolayı çamurlu. Bu çamuru plastik botlardan çıkartmak bile zorken günlük botlardan sıyırmak mümkün gözükmüyor. 

Budama makası için büyük ve küçük makaslar mevcut. Maalesef işin ucuzuna kaçmak ya kestiğiniz yerleri zedeleyip asmalara zarar vermenize ya da zaten zor olan budama sürecini iyice zorlaştırıyor. Ne kadar pürüzsüz bir kesik olursa dal kendini o kadar çabuk yeniliyor, toparlıyor. El kaslarınızı da o kadar zedelememiş oluyorsunuz. Bir günde pestilimizin çıkmasını istemeyiz. Yapacak iş çok!

İnce dalları el makası ile kesmek mümkün. Fakat kalın dallar ve odunsu kuru dallar için mutlaka uzun kollu yaş dal makası veya testere gerekiyor. Dönem dönem bu maksların bilenmesi gerekiyor. Bilemek için öncelikle makası yıkayıp temizleyip tüm pasından ve kirinden arındırıyoruz. Makası herhangi bir yere kıstırıp ya da sıkıca tutup zımpara taşı ile keskin yerlerini sivriltiyoruz. Aynı yer üzerinden çok fazla geçmemek gerekiyor. Tekrar temizlik yapıp bağlantı yerlerini rahatlatmak için yağlıyoruz. Sonrasında pası önlemek için maksaları kuru yerlerde saklamakta fayda var.

Budama sırasında makası daldan dala, asmadan asmaya gezdiriyoruz. Bu da bulaşıcı hastalıklara rahat bir ortam sağlıyor. Bunu engellemek için asmadan asmaya geçerken makası sterilize etmemiz gerekiyor. Bir beze el temizteme jeli sıkıp bu bez ile makasın ağzını silebiliriz. Başka bir yöntem makası küçük bir kovada alkole batırarak ya da fazlaca sulandırılmış çamaşır suyuna batırarak sterilizasyon yapabiliriz.  

15 Şubat 2013 Cuma

Kış budaması

Kış budaması şarap yapım sürecinde en önemli işlemlerden bir tanesi. Üzümün kalitesini haliyle şarabın kalitesini doğrudan etkileyen bir faktör. Önceki dönemde büyümüş olan dalların yaklaşık %95 'i kesiliyor.

Adam gücü ile yapılan bu işlem bağcılıkta en pahalı giderlerden bir tanesi. Mümkünse çoluk-çocuk, eş-dost en yakınından yardıma çağrılmalı. Biz de kolları sıvadık bu hafta sonu. Çalışmalar sonuçsuz kalmadı bağın %80'inin yaklaşık 2 günde üstesinden geldik. Ah o odunsu asmalar yokmuu !!!



Bahar geldiğinde asmalar dallanmaya başlayacak. Ama nasıl? Asma nereden ve nasıl gelişecek? Buna budayarak biz yön vereceğiz. Başka bir deyişle asmayı terbiye ediyoruz. Fazla dallanmayı engelleyip yetebileceği  kadar dala güç vermesini sağlıyoruz.

Asmanın gövdesi ortada kalacak şekilde 180 derece açıyla iki kordon biri sağa ve biri sola uzanıyor, her bir kordonda mahmuzlar, her bir mahmuzda gözler bu gözlerden de uzayan dallar var. Bu gözlerden mevsim geldiğinde dallar çıkmaya başlayacak. Ve gerili sıra telleri saracak, üzerinde salkımlar oluşacak. Yapacağımız her kolda 4-5 adet mahmuz bırakmak ve her birinde iki göz bırakmak. Böylece her mahmuzdan en fazla 2 asma dalı uzayacak. Bunu yaparken de iki sene öncenin kuru dalını ve geçen seneki dallardan bir tanesini tamamen elimine ediyor, bu seneninkinde de iki göz kalacak şekilde kısaltıyoruz. Resimdeki 7 farktan anlaşılabileceği gibi :) İlk başlarda oldukça zor oluyor. İnsanın gözü seçemiyor bir türlü ya da kıyamıyorsunuz. Uzuun uzun bakışıyorsunuz. Ne güzel uzamış bunlar neden kesiyoruz diye insan mantığına direniyor. Sürekli içinde bir telkin. Her yeni asmaya geçtiğinde acaba bir öncekinde yalnış mı yaptım endişesi. Izdırap verici bir süreç. Fakat öğrendim ki asma affedermiş. Yani bir sene yaptığınız yanlış budamayı bir sonraki sene düzeltme imkanımız oluyormuş. Hem terbiye ediyoruz hem de yeri geldimi affına sığınıyoruz...

Gözden kaçanlar olabilir. Toprak, gövde, kuru dallar hepsi aynı renk. Ara sıra geri dönüp bir kontrol etmek gerekiyor. Ya da annem gibi önden çocukları salıp arkadan toparlayarak gelmek gerekiyor. Arada da önden gidenlere "Neden uzun bırakıyorsunuz?" ya da "Neden bu kadar kısa bırakıyorsunuz, hiç göz kalmamış!" diye seslenmek, her an enselerindeki soğuk rüzgarları hissetmelerini sağlamak gerekiyor. Bu işin olmazsa olmazları bunlar. Birde ne gibi ekipmanlar gerekli kısmı var. Onu da en kısa zamanda yazacağım.